Günümüzün en büyük sorunlarından olan iklim değişikliğinin sosyal, ekonomik ve çevresel meselelere neden olduğuna şahit oluyoruz. Son 2000 yıldır insan kaynaklı faaliyetlerin iklim değişikliğinde yarattığı ivmenin önümüzdeki 10 yıl içinde beklenenden daha hızlı artış göstereceği bilim insanlarınca öngörülürken, konuyla ilgili tüm çalışmalar; önlemlerin acilen tüm kişi ve kurumlar tarafından alınması gerektiğini gösteriyor.

Kriz seviyesinde olduğu her yerde vurgulanan iklim değişikliği için alınacak önlemlerin teknolojik çözümlerle sonuca kavuşturulması konuşulan konuların başında yer alırken, süreçle mücadele kapsamında teknolojinin aktif kullanımı önemli fırsatları da beraberinde getiriyor. İklim değişikliği politikalarının belirlenip, yol haritalarının planlandığı süreçlerde iki stratejinin öne çıktığını görüyoruz. Bunlar; sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğinin etkilerine uyumun artırılması.

İklim teknolojileri fırsatı

Özellikle iklim teknolojileri ile beraber, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme konusunda önemli fırsatların kapısı aralanacak. Bahsi geçen teknolojiler, iklim değişikliğinin sebeplerinin azaltılması veya önlenmesine hizmet eden, etkilerine uyumu ve/veya dayanıklılığını artıran, sonuçlarını yönetmeyi destekleyen teknolojilerdir. Çok geniş bir yelpazede düşünülebilecek olan bu teknolojileri; sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması ve iklim değişikliğinin etkilerine adaptasyon sağlama araçları olarak düşünebiliriz.

Örneğin; atmosfer veya emisyon kaynaklarından CO2 yakalayarak karbonun uzun süreli depolama ve kullanımına imkan tanıya karbon yakalama, kullanım ve depolama teknolojileri (CCUS) önümüzdeki yıllarda vazgeçilmez bir hale gelecek. Böylece sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunacak bir teknoloji kullanılarak iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik adımlar hız kazanacak. Aynı zamanda; güneş ve rüzgar gibi doğal kaynakların verimli kullanılması ile yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak, temiz ve sürdürülebilir enerji üretimine olanak tanıyacak. Endüstriyel süreçler, ulaşım sektörü ve binalarda enerji verimliliğini artırmaya yönelik yeni nesil teknolojilerin kullanılması ve enerji depolama çözümlerinin entegre edilmesi için akıllı şebeke ve depolama teknolojilerinin kullanılması karbon ayak izinin düşürülmesini sağlayacak. Birçok sektörde kullanılmaya başlanacak olan yeşil hidrojenin de temiz enerji kaynağı olarak kullanılması mümkün hale gelecek. Bunun haricinde; sürdürülebilir tarım için dijital tarım uygulamaları, akıllı tarım teknolojileri ile gıda sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik tarım atıklarını değerlendirme teknolojileri, gıda raf ömrünü uzatan teknolojiler, alternatif protein teknolojileri gibi teknolojiler de masaya yatırılan önemli konular arasında.

Verinin önemi

Tüm bunlar düşünüldüğünde; iklim değişikliğiyle mücadelede dijital teknolojiler ve büyük verinin kullanımı son derece önem taşıyor. Veri toplama, analiz ve tahmin sistemlerinin aktif kullanılması için yapay zeka, IOT gibi teknolojilerden faydalanmak birçok sektörde süreçlerin iyileştirilmesi, tüm kaynakların verimli kullanılmasına neden olacak. Bu teknolojilerin başarıyla uygulanabilmesi için tüm politika yapıcıların, sektörlerin, toplumun genelinin benimsemesi ve desteklemesi gerektiğine önemle vurgu yapmak gerekir.

Buse Hıdıroğlu – TTGV İklim Lab Komünite Program Uzmanı